Trabzon’un Beşikdüzü ilçesinde 45 yaşındaki polis memuru İlknur’un cenazesinin kaçırıldığı savına soruşturma başlatıldı.
Cumhuriyet Mahallesi’ndeki polis lojmanlarında, 20 Eylül’de silah sesi duyanlar, durumu polis ve sıhhat takımlarına bildirdi. Kapıyı kırarak konuta giren takımlar, polis memuru İlknur Erim Bahadır’ı başından vurulmuş halde buldu.
Olay yerinde hayatını kaybeden bir çocuk annesinin yanında tabancası ve bir boş kovan bulundu. Takımların incelemesinin akabinde Bahadır’ın, tabancasıyla hayatına son verdiği ortaya çıktı.
‘DEFİN YERİ’ TARTIŞMASI
İlknur Erim Bahadır’ın cenazesi, Trabzon İsimli Tıp Kurumu’ndaki otopsi sonrası Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin gasilhanesine konuldu. Bahadır’ın ailesi de kente gelip, cenazeyi memleketleri Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde defnetmek isteyince iki aile ortasında tartışması çıktı.
Anlaşmazlık nedeniyle 2 gün gasilhanede bekletilen cenaze, daha sonra götürüldüğü Ereğli’de toprağa verildi.
Cenazenin eşinin ailesi tarafından yöntemsiz alınıp, götürüldüğünü öne süren Ahmet Bahadır’ın, sorumluların tespiti ve cezalandırılması talebiyle hata duyurusunda bulunması üzerine savcılık soruşturma başlattı.
‘SON VAKİTLERDE BARIŞMIŞTIK’
Eşiyle ortalarındaki sıkıntıları düzelttiklerini anlatan Ahmet Bahadır, “Eşimle boşanma aşamasındaydık fakat bir husumetimiz yoktu. Son vakitlerde da barışmıştık. Son günlerini de birlikte geçirdik. Olayın yaşandığı akşamüzeri buluşacaktık. Erken çıkmış işten, meskene gitmiş. Aradım, kendisine bir türlü ulaşamadım sonra da konuta gidince meskende meyyit bulduk. Cenaze o gece isimli tıp morgunda kaldı. Daha sonra cenazeyi bana teslim ettiler. Gasilhaneye hazırlanması için getirdik. Anons yaptırdık, mezarını açtırdık” diye konuştu.
‘BENİ KANDIRIP CENAZEYİ KAÇIRDILAR’
Eşinin ailesiyle ortalarında defin yeri nedeniyle uyuşmazlık çıktığını belirten Bahadır, “Eşimin ailesi cenazeyi almak istedi lakin biz hala eşiz, evliyiz. Cenaze o yüzden hukuken benim hakkım. Sonuçta oğlum annesini sorduğu vakit getireceğim bir yer, sarılacağı bir toprak olması lazım. Bu cenazenin sahibi ne eşimin ailesi ne de benim. Cenazenin sahibi oğludur. Bunu onlara tekraren söyledim ancak onlar tekrar cenazeyi istediler. Evvel ‘Tamam burada defnedelim’ dediler. Beni kandırdılar, cenazeyi gasilhanenin art kapısından adapsız bir biçimde kaçırdılar. Nasıl oldu, anlayamadım; şikayette bulundum” dedi.
‘EŞİMİN AÇIK KALAN MEZARI KAPANSIN İSTİYORUM’
9 yaşındaki oğluna annesini sorduğu vakit karşılık veremediğini söyleyen Bahadır, “Eşimin mezarı burada boş kaldı. Ben cenazemi istiyorum. Eşimin cenaze namazını bile burada kılamadık. Daima namaz için anons yaptırdık fakat daima ertelemek zorunda kaldık. Eşimin burada da sevenleri vardı. Birçok kişi 2 gün boyunca mescide gitti geldi, cenaze namazı kılınacak, diye. Mezar artık burada açık. Oğluma ‘anne’ dediği vakit verecek karşılığım yok. Annesinin mezarı 12 saat uzakta. Oğlumla birlikte gelip annesinin mezarı başında dua etmek istiyoruz. Oğlum karnesini aldığı vakit ya da özel günlerinde gelip annesine anlatsın istiyorum. Cenazemiz buraya, ilişkin olduğu yere gelsin, eşimin açık kalan mezarı kapansın istiyorum” diye konuştu.
