EY ile Harvard Hukuk Fakültesi Hukuk Mesleği Merkezi (Harvard Law School Center on the Yasal Profession) iş birliğinde gerçekleştirilen Hukuk Danışmanlığı İhtiyaçları (General Counsel Imperative) araştırmasının sonuçları açıklandı. Hukuk departmanlarının ve hukuk danışmanlarının şirketlerin sürdürülebilirlik stratejilerinin muvaffakiyetinde kritik bir role sahip olduğunu gösteren araştırma, sürdürülebilirlik ile ilgili bahis başlıklarına bağlı tüzel riskler, ahenk riskleri ve prestij risklerinin önlenmesinde ve yönetilmesinde hukuk departmanlarının ve hukuk danışmanlarının rolünün daha da ehemmiyet kazandığına dikkat çekiyor.
Araştırma kapsamında, 20 ülkede 12 kesimi temsil eden şirketlerden toplam 1.000 hukuk baş müşaviri ve hukuk departman başkanları ile görüşüldü. Araştırma, günümüzde sürdürülebilirlik odaklı efor, faaliyet ve maksatların şirketlerin hukuk departmanları için karmaşık olarak nitelendirilebilecek problemler ürettiğine, bunların tahlili için sürdürülebilirlik bakış açısıyla mevzulara yaklaşılmasının hasebiyle hukuk departmanlarının önceliklerini ve odaklanmaları gereken noktaları hakikat tayin etmesinin ehemmiyetine işaret ediyor.
HUKUK DEPARTMANLARI BASKI ALTINDA
Kurumların hukuk departmanlarının sürdürülebilirlik hususlarına nasıl cevap verdiğini anlamayı da amaçlayan araştırmada, hukuk ünitelerinin sürdürülebilirlik mevzularında paydaşların artan baskıları ile karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Bu durumun tertiplerin risk profilini yine şekillendirdiğine dikkat çekiliyor.
Raporda kamuoyunun şirketlerden artık yalnızca etrafa ziyan vermemelerini değil, tıpkı vakitte çevresel ve toplumsal sıkıntıları faal bir biçimde ele almalarını da beklediği vurgulanıyor: “Bir vakitler sürdürülebilirlik uğraşlarının takviye iletileri ve istekli taahhütlerden ibaret olduğu ve bunun kâfi görüldüğü dünya geride kaldı. Artık sürdürülebilirlik kaynaklı prestij risklerinin çok daha keskin hale geldiği, aksiyonları temel alan bir dünya kelam konusu.”
Sürdürülebilirlikle ilgili prestij riskleri, hukuk departmanlarının odaklarını klâsik olarak farklı departmanlar tarafından yönetilen alanlara gerçek genişletmelerine de neden oluyor. Bu formda genişleyen ilgi ve misyon alanları ise hukuk departmanlarının günlük karar alma süreçlerine daha fazla dahil olmaları sonucunu doğuruyor.
Çalışma, hukuk departmanlarının sürdürülebilirlikle temaslı iş yüklerindeki artışla başa çıkmak için gereksinim duydukları yeteneklere ve bütçe kaynaklarına genel olarak şimdi sahip olmadıklarını da gösteriyor.
