Uçak 6 Ekim 2019 günü Seyşel Adaları üzerinde inişe geçtiğinde, Jessica Nabongo şu hayatta çok az kişinin yapabildiği bir şeyi başarmanın haklı gururunu ve heyecanını yaşıyordu.
Uganda asıllı ABD’li seyahat influencer’ı Nabongo, dünya üzerindeki tüm ülkeleri ziyaret etmiş sayılı beşerden biri olarak tarihe geçti. Üstelik bunu yapmayı başaran birinci Siyahi bayan oldu.
Yolculuklarının sonuncusu olan Seyşeller uçuşunda Nabongo’ya ailesinden ve arkadaş etrafından 28 kişi eşlik etti. Hepsi de bu özel günde Nabongo’nun yanında olabilmek hedefiyle o uçağa binmişti.
Nabongo 450’den fazla uçuşun ve 1 milyondan fazla hava milinin sonunda, dünya üzerinde Birleşmiş Milletler tarafından tanınan 195 ülkenin tamamına ayak basmayı başardı.
Bu rekor kolay kolay elde edilmedi elbette. CNN Travel’a yaptığı açıklamada yılda ortalama 170 uçak seyahati yaptığını ve vakit zaman pes etmeyi düşündüğünü belirten Nabongo, “Birçok sefer paniğe kapıldım ve ‘Aman Yaradanım, bu iş bir fiyaskoyla mı sonuçlanacak’ diye düşünmekten kendimi alamadım” dedi.
Nabongo son seyahatinin akabinde bu akıl almaz macerayı anlatan bir kitap da yazdı. Tanınan blog’u “The Catch Me If You Can” (Yakalayabilirsen Yakala) ile tıpkı ismi taşıyan kitap, Nabongo’nun bir ülkeden öbürüne sonu gelmeyen seyahatlerini anlatıyor. Kitapta Nabongo’nun ziyaret ettiği 195 ülkeden 100’üne odaklanılıyor.
Jessica Nabongo ???????????????? (@jessicanabongo)’in paylaştığı bir gönderi
5 AY GECİKME OLDU LAKİN HOŞ OLDU
Coğrafyaya çok ilgili olduğunu belirten Nabongo, 2016 yılı prestijiyle aslında 60 ülkeyi çoktan ziyaret etmişti. Bununla birlikte tüm dünyayı dolaşma fikrini 10 yıldan fazla mühlet boyunca başında ölçüp tarttığını tabir eden Nabongo, “Nihayet 2017’de bunu 35’inci yaş günüme yani 15 Mayıs 2019’a kadar yapmaya karar verdim” dedi.
Peki kendisine çizdiği bu takvimi tutturabildi mi? Nabongo bu soruyu da şöyle yanıtladı:
“Seyahatlerimi doğum günümden 5 ay sonra tamamlayabildim. Lakin bitiş tarihi babamın doğum günüydü. Babam benim 19’uncu yaş günümden yalnızca iki gün sonra vefat etti. Hasebiyle onu bu biçimde sürece dahil edebilmek hoş oldu.”
Detroit doğumlu olan Nabongo, “The Catch Me If You Can”i yazmaktaki sebeplerinden birinin dünyadaki tüm ülkelere ayak basan 400 kadar insan ortasında Siyahilerin bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az olması olduğunu da kelamlarına ekledi.
Kitabında kendi çektiği fotoğrafları kullandığını hatırlatan Nabongo, “Dünyayı beyaz erkeklerin penceresinden görmeye çok alışkınız. Ve bu farklı bir şey. Dünyada farklı beşerler olarak var oluşumuz eşsiz deneyimler içeriyor. Lakin tıpkı vakitte benim insanlığı nasıl gördüğümde, insanlığa duyduğum hürmette da büyük farklar var” dedi.
Nabongo, birçok turistin radarında olmayan Afganistan, Pakistan üzere destinasyonları mümkün olduğunca hassasiyetle yansıtma ve buralara ait önkabulleri yıkma sorumluluğunu hissettiğini de belirtti.
Nabongo, ABD’de 14 Haziran’da raflarla buluşan kitabında, Siyahi bir bayan olarak seyahat etmenin ne manaya geldiğine de değiniyor. Kitapta şu satırlar yer alıyor: “Bu bizim varlığımızı olağanlaştırma sorunu zira 2022 yılında bile birçok vakit 300 kişilik bir uçaktaki tek Siyahi ben oluyorum. Günlerce seyahat edip derisinin rengi benimkine benzeyen beşerlerle hiç karşılaşmadığım vakitler oluyor. Benim misyonum bir alan açmak. ‘Buradayız ve buraya aitiz’ demek.”
INSTAGRAM’DA PAYLAŞIM YAPMAK İNCELİK İSTİYOR
Nabongo seyahatlerine başladığında toplumsal medya yaygınlaşmaya başlamıştı lakin şimdi bugünkü kadar nüfuzlu değildi. Eski bir Birleşmiş Milletler çalışanı olan Nabongo, başarılı bir blog’a ve Instagram’da 200 binden fazla takipçiye sahip olmanın, seyahatlerinde birçok avantajı beraberinde getirdiğini söyledi.
Bununla birlikte bilhassa hassas bölgelere ait paylaşımların tesirinin her vakit olumlu olmadığını da kelamlarına ekleyen Nabongo, “Hawaii’nin Maui adasında inanılmaz bir orman buldum. Fakat fotoğrafını paylaşırken pozisyon bilgisi etiketi eklemedim zira bunun o ormana neler yapabileceğini biliyordum. Bir influencer olmak ya da nüfuz sahibi bir insan olmak, paylaşımlarınız konusunda ziyadesiyle dikkatli olmanızı gerektiriyor. Benim için gittiğim yerlerin korunması çok önemli” diye konuştu.
Jessica Nabongo ???????????????? (@jessicanabongo)’in paylaştığı bir gönderi
ÇOK PAYLAŞILAN YERLER HÜSRAN OLUYOR
Nabongo, gidilen yer hakkında evvelden çok fazla bilgi sahibi olmamak diye tanımlayabileceğimiz “körleme seyahat” kavramını çok özlediğini ve çağdaş dünyada bunu yapmanın imkansızlaştığını da anlattı.
Bu kaybın tesirini en güçlü hissettiği yerlerden birini Peru olduğunun altını çizen Nabongo, bu ülkeyi ziyaretinin kendisini biraz hayal kırıklığına uğrattığını söyledi ve ekledi:
“Tarihi yapıtların birçoklarının fotoğraflarını evvelden görmüştüm. Machu Picchu’ya gittiğimde, ‘Tıpkı fotoğraflardaki gibi’ diye düşündüm. Bali üzere, Fas üzere yerleri düşündüğünüzde herkes birebir destinasyonlara gidiyor ve birebir şeyleri yapıyor. Bu bana enteresan gelmiyor. Bir de Yemen, Afganistan, Güney Sudan üzere ülkeler var. Buralar insanların turizm manasında çok kıymet vermediği yerler ve ben bu ülkelerde inanılmaz vakitler geçirdim. Kitabımın buralara dair önyargıları azaltacağını umuyorum.”
“BU SENİN İÇİN DEĞİL BİZİM İÇİN”
Ancak vakit zaman inancını yitirdiğini ve listesindeki son ülke olan Seyşeller’e ulaşıp ulaşamayacağını sorguladığını da belirten Nabongo, “Ama o noktada seyahatim kendi maksadıma ulaşmanın çok ötesine geçmişti. Takipçilerime asla ziyaret etmeyi düşünmeyecekleri yerleri gösteriyordum” dedi.
Batı Afrika ülkesi Mali’ye vardığında sabrının taşma noktasına geldiğine tabir eden Nabongo, lokal halktan birinin kelamları sayesinde yoluna devam etme gücünü tekrar kazandığını şöyle anlattı:
“Tanıştığım şahıslardan biri, ‘Senin için değil, bizim için’ dedi. Bu çok kıymetli bir dönüm noktası oldu. Zira takipçi sayım çoğaldıkça, beşerler bana e-postalar ve DM’ler yolladıkça, seyahatin benden çok daha büyük bir şeye dönüştüğünü fark ediyordum. Orada tanıştığım adamlar finiş çizgisine ulaşmama nitekim yardım ettiler.”
Nabongo, ABD pasaportuna sahip olmanın önünde birçok kapıyı açtığını fakat tıpkı vakitte Uganda pasaportuna sahip olmanın da işini çok kolaylaştırdığını söyledi. 40 ülkeye Uganda vatandaşı olarak girdiğini tabir eden Nabongo, “Çift pasaportlu olmak çok işime yaradı zira Amerikalıların örneğin İran’a girmesi çok güç. Tıpkı halde ABD vatandaşlarının Kuzey Kore’ye girmeleri de çok hudutlu durumlarda verilen istisnalar hariç yasak. Ancak Uganda pasaportum sayesinde bu ülkeye gidebildim. Bu benim zımnî silahımdı. Yalnızca ABD pasaportum olsa muhtemelen seyahatimi Ekim 2019’da bitiremezdim” diye konuştu.
“ÖNCE KENDİNİZE ‘NEDEN’ DİYE SORUN”
Nabongo’nun ve Nabongo üzere gezginlerin başarısı, birçok öbür bireye dünyadaki tüm ülkeleri ziyaret etme konusunda ilham oldu. Fakat Nabongo bunun herkese nazaran bir iş olmadığının altını çizdi.
Bu seyahate çıkmayı planlayan gezginlerin en başta kendilerine “Neden” sorusunu sorması gerektiğini tabir eden Nabongo, “Çünkü finiş çizgisine ulaşmanızı sağlayacak şey bu motivasyondur” dedi. Kendi öyküsünün öbür şahısları hayallerinin peşinden gitme konusunda yüreklendireceğini umduğunu da belirten Nabongo, şöyle devam etti:
“Ben herkesin dünyadaki her ülkeyi görmekle ilgilendiğini düşünmüyorum. Lakin insanların bilmesini istediğim şey şu: Yapmak istedikleri şey her neyse, bunu yapmak için gereken her şey içlerinde. Ve ben inanılmaz bir şey yapıp dünyanın her ülkesine gidebildiysem, herkesin hayalinin de ulaşılabilir olduğuna inanıyorum.”
Jessica Nabongo ???????????????? (@jessicanabongo)’in paylaştığı bir gönderi
DÜNYANIN HER YANINDA ARKADAŞLARI VAR
“The Catch Me If You Can” isimli kitabında Nabongo, seyahatleri sırasında tanıştığı yabancıların nezaketleriyle ilgili öyküler de anlatıyor.
CNN Travel’a yaptığı açıklamada Nabongo, “Dünyanın her yerinde arkadaşlarım var” derken kitabı yazmanın bu bireylerle olan bağlarını yine kurmaya yardımcı olduğunu da kelamlarına ekledi.
Nabongo şöyle devam etti:
“Gerçekten mükemmeldi. WhatsApp’ımı ne vakit açsam 20 farklı ülkeden insanlardan iletiler geldiğini görüyorum. Olağan ki herkes en başta yabancı. Fakat buna açık bir insansanız basitçe yeni arkadaşlar hatta yeni aileler edinebilirsiniz. Benim için yuva beşerlerle ilgili bir şey değil. Bence bu yüzden seyahat ettiğimde insanlara çok yakın hissediyorum kendimi. Zira dünyanın her yerinde kendime küçük yuvalar inşa ediyor üzereyim.”
PANDEMİ İNSANLARI NASIL DEĞİŞTİRDİ?
Nabongo dünyanın tüm ülkelerini ziyaret etmenin kuvvetli bir iş olduğunu lakin kitabını yazmanın seyahate kıyasla çok daha zorlayıcı oluğunu belirtti. Kitabının insanlara nezaket konusunda ilham vermesini istediğini de söyleyen Nabongo, pandeminin başlangıcından sonra bu mevzuda bir değişim gözlemlediğini de vurguladı.
Nabongo, “Önce sevgi ve nezaket hakimdi, sonra her şey bir çılgınlığa dönüştü. Bu günlerde uçaklarda insanların hengame ettiğini, birbirlerine sahiden kaba davrandıklarını görüyorsunuz. Birinci 4 ila 6 ayda geçerli olan o sevgi ve insanlık yoğunluğunun maalesef dağıldığını düşünüyorum” derken bunun kendisini vakit zaman hayal kırıklığına uğrattığını belirtti.
Ancak kendi yaşadığı nezaket örnekleri sayesinde yüreğini yine toplayan Nabongo, gittiği her yerin hoşluklarını aramaya devam ediyor.
Jessica Nabongo ???????????????? (@jessicanabongo)’in paylaştığı bir gönderi
SIRADA ABD’NİN EYALETLERİNİ TAMAMLAMAK VAR
Dünyanın tüm ülkelerini ziyaret etmenin seyahat tutkusunu daha da artırdığını belirten Nabongo, kitabının yazım kademesinde “mutluluk mekânı” olarak tanımladığı Senegal’e bir seyahat daha yaptı. Artık ise öteki bir gayesi tutturmaya ve ABD’nin tüm eyaletlerini tek tek ziyaret etmeye çalışıyor.
Ancak bu amacında kendine sınırlamalar koymadığını da belirten Nabongo, “Gitmediğim 6 eyalet kaldı ancak acelem yok. Sırası gelince bu işi de halledeceğim” diye konuştu.
CNN Travel’ın “She’s visited every country in the world. Here’s what she learned” başlıklı haberinden derlenmiştir.
