Chrysta Bilton, 2007’nin Eylül ayında bilmediği birtakım kardeşleri olduğunu öğrendiğinde üniversiteden yeni mezun olmuştu ve annesi ile birlikte yaşamak için Los Angeles’a yeni taşınmıştı.
Annesi Debra, Chrysta ve kız kardeşi Kaitlyn’le konuşmak istediğinde genç bayan şimdi eşyalarını bile yerleştirmemişti.
Debra, “Babanızın gizlice sperm donörü olduğunu öğrendim” dediğinde ikisi de ne yapacaklarını, ne söyleyeceklerini bilemediler. “ABD’nin dört bir yanına dağılmış birkaç biyolojik kardeşiniz olabilir” demişti anneleri.
“Annemin birkaç deyişi güya çok daha fazlası olabilirmiş izlenimi yarattı” diye aktardı o konuşmayı Chrysta, geçtiğimiz günlerde yayımlanan “Normal Family: On Truth, Love, and How I Met My 35 Siblings” (Normal Aile: Gerçek, Sevgi ve 35 Kardeşimle Tanışmam Üzerine) isimli anı kitabında.
“Bir düzine mi? İki düzine mi? Daha fazla mı? Pekala neye benziyorlardı? Kaç yaşındaydılar?”
Doğru sayının yüzlerce olduğunu daha sonra anlayacaklardı…
Debra direkt Chrysta’ya bakarak, “Dahası da var” diye ekledi, “Erkek arkadaşının kardeşin olabileceğini düşünüyorum”.
Chrysta, bir partide tanıştığı Max ile kısa mühlet evvel sevgili olmuştu. Max’in ikiz kız kardeşleri vardı. Debra, Max’in ebeveyniyle ortak tanıdıklarıyla konuştuklarını ve ikiz kızların biyolojik babasının da tıpkı donör olduğunu kestirim ettiklerini söyledi.
Durum git gide karmaşıklaşıyordu. Max ile tıpkı babayı paylaşmasalar bile ortalarında çok yakın bir bağ vardı. Chrysta bu konuşmanın üzerine çabucak erkek arkadaşını arayıp, ortalarındaki ilgiyi sona erdirdi.
* * * * *
Her şey birkaç yıl evvel, New York Times’ın ülkenin birinci sperm bankalarından biri olan California Cryobank’in üretken bir bağışçısı olan ‘Donör 150’ hakkındaki haberiyle başlamıştı. Yakışıklı ve atletik bir müzisyen olan bu kişinin, sekiz yıl boyunca spermlerini bağışlayarak ayda 400 dolar kazanan bir evsiz olduğu belirtiliyordu.
Haberde ismi geçmese de bu kişi Jeffrey Harrison’dı. Jeffrey, haberin kamuoyunda yarattığı ilgiden çok etkilenmişti. Chrysta, Jeffrey’nin haberi okurken kendi kendine, “Ben dünyanın en ünlü isimsiz sperm donörüyüm” diye böbürlendiğine şahit olmuştu.
Bu durum Jeffrey’i Donör 150 olduğunu açıklamaya yöneltti. Çünkü bu reklamdan maddi olarak faydalanabileceğini düşünüyordu. Sperm bağışı yaptığı günler geride kalmıştı ve şimdilerde kıt kanaat geçinebiliyordu.
Debra, Jeffrey ve Chrysta Malibu tatilinde-1984 / Fotoğraf: chrystabilton.com
Sadece bir sorun vardı: Chrysta’nın annesi Debra.
Jeffrey bağışlarının birçoklarını isimsiz olarak yapmıştı ancak Debra’nın durumu farklıydı. Bekar bir bayan olarak anne olmak isteyen Debra, 1983 yılında kuaförde tanıştığı bu güzel yabancıya spermleri karşılığında tam 2 bin dolar ödemişti.
Jeffrey, kağıt üzerinde harika görünüyordu. Lakin aile geçmişinin birden fazla uydurmaydı. İddia ettiği üzere New York Merkez Bankası’nı yöneten ya da Yüksek Mahkeme yargıçlığı yapan akrabaları yoktu.
Debra, Jeffrey’nin sperm bağışı yaptığı tek kişinin kendisi olduğunu sanıyordu. Dahası o günlerde Jeffrey’e bir karavan almak için para biriktirmeye çalışıyordu. Böylelikle genç adam otomobilinde yaşamaktan kurtulacaktı. Jeffrey ise Donör 150 olduğunu açıkladığında, Debra’nın karavan almaktan cayacağından emindi.
HAFTADA ÜÇ KERE SPERM BAĞIŞLADI
Debra’nın sperm bağışı öncesi tek bir kaidesi vardı: “Aynı şeyi benim dışımda kimse için yapmayacağına hayatın üzerine yemin etmeni istiyorum senden” demişti Jeffrey’e.
Jeffrey bu talebi kabul etse de kelamını uzun müddet tutamadı.
Debra için California Cryobank’te yaptığı bağışların akabinde hekimlerden sperminin “genetik mükemmellikte” olduğunu öğrendi. Sperm bankasının yetkilileri bu sayede Jeffrey’nin sistemli bir gelire kavuşabileceğini söylüyordu.
Sonuçta Jeffrey neredeyse 10 yıl boyunca haftada 2-3 defa sperm bağışı yapan ve buradan kazandığı parayla geçinen Donör 150 oldu.
ABD’de bir donörün kaç aileye sperm bağışlayabileceğine dair yasal bir sınırlama ya da donörlerin birden fazla bankaya gitmesini engelleyecek rastgele bir yasa bulunmuyor.
Debra, Chrysta ve Kaitlyn -1990 / Fotoğraf: chrystabilton.com
KENDİSİNDEN ‘RUH ÇAĞIRAN’ OLARAK BAHSEDERDİ
Jeffrey’nin DNA’sı etkileyici görünüyordu lakin donör evrakında yer almayan tuhaf özellikleri de vardı.
Örneğin sokakta bulduğu hasta rakunları biberonla beslerdi. Kendisinden ‘ruh çağıran’ olarak bahseder, bağış yaparken derin meditasyonlara girdiğini zira her bir spermin aslında bilince sahip olduğunu argüman ederdi.
ABD hükümetinin ülkenin farklı yerlerinde üç nükleer bomba patlatmayı planladığına dair çılgın teorileri vardı. Hatta bir kezinde CIA ve FBI’a yakalanmamak için kılık değiştirmek üzere bir peruk satın almış ve Hindistan’a kaçma planları yapmıştı.
‘BEN BÜTÜN AİLELERİN BU TÜRLÜ OLDUĞUNU SANIYORDUM’
Debra onun kızlarının hayatında daimi bir öge olmasını istemiyordu ancak tekrar de yanlarında olmasını istiyordu. Chrysta ve kız kardeşi büyürken, anneleri ayda birkaç kere Jeffrey’i meskene çağırır, banyolarında sıcak bir duş almasını sağlar ve hayatlarının bir modülü olarak görünmesini sağlardı.
O günleri kitabında “Babam hiç bizimle yaşamadı ancak ben tüm ailelerin bu türlü olduğunu sanıyordum. Daima yanımızda olan bir annemiz vardı. Baba ise onu çok özlediğimizde birkaç haftada bir gelirdi” kelamlarıyla anlattı Chrysta.
New York Times’ın haberi yayımlandığında ve Jeffrey ‘Donör 150’ olduğunu açıkladığında Debra öfkeden mecnuna döndü.
Daha fazla çocuğun ortaya çıktığını ve birbirleriyle ilişki kurmak için bir toplumsal medya kümesi kurduklarını öğrendiğinde Jeffrey’e bir röportajda ya da çocuklarından biriyle konuşurken Chrysta ve Kaitlyn’den bahsetmeyi mutlaka yasakladı.
Hatta Jeffrey’i kaçırmayı bile denedi. Adamı zorla otomobiline bindirmeye çalışıp, evliliğe ikna etmek istedi. Böylece Donör 150 resmi olarak çocuklarının babası olacak, Chrysta ve Kaitlyn öbür kardeşleri öğrendikleri takdirde bile kendilerini özel hissedeceklerdi.
Bir seferinde de Jeffrey’i karavanında ziyaret etmeye gidip orada tüm çocukları hakkında bir belgesel hazırladığını tez eden bir TV yapımcısıyla karşılaşan Debra, “Bunlar onun çocukları değil!” diye bağırdı.
Jeffrey ve Chrysta – 1985 / Fotoğraf: chrystabilton.com
‘BU BEŞERLERLE BİR DAHA ASLA KONUŞMAYACAĞIZ’
Donör 150 Facebook kümesi üzerinden haberleşen çocuklardan biri Chrysta’ya ulaşarak bu değişik aileye katılmak isteyip istemediğini sordu. Jeffrey, medya röportajlarında Chrysta ve kardeşinden asla bahsetmese de tüm yeni çocuklarına onlardan kelam etmişti.
Hem Chrysta hem de kız kardeşi Kaitlyn, kardeşleri olduklarını sav eden yabancılardan rahatsız oldu. “Bu beşerlerle bir daha asla konuşmayacağız, onlara bakmayacağız ya da onları düşünmeyeceğiz” diye anlaştılar.
‘BANA TANIDIĞIM HERKESTEN DAHA ÇOK BENZİYORDU’
Ancak tüm bunlar on yıl sonra değişti.
Mayıs 2015’te, evli ve birinci çocuğuna dokuz aylık gebe olan Chrysta’ya, Jeffrey’nin birçok kızından biri olduğunu sav eden Jennifer isminde bir bayan tarafından bir telefon geldi. Chrysta tekrar görüşmeyecekti fakat bu sefer bir şeylerin farklı olduğunu hissetti.
Chrysta, Jennifer ile kurduğu etkileşim için, “ruhen bana o güne kadar tanıştığım herkesten daha çok benziyordu” dedi.
Bunun üzerine Los Angeles’taki meskeninde bir buluşma düzenlemeye karar veren Chrysta, Jeffrey’nin varlığından haberdar olduğu 26 üvey kız kardeşini yüz yüze görüşmek ve birbirlerini tanımak üzere davet etti.
Jeffrey davetliler ortasında yoktu, zira Chrysta geçmişini birinci öğrendiğinde buhrana girmiş ve ona baba demeyi bırakmıştı. O da herkes üzere Donör 150 diye bahsediyordu Jeffrey’den. Annesi ve kız kardeşi de Donör 150’den uzak durmaya karar vermişti.
Chrysta ve Kaitlyn – 1992 / Fotoğraf: chrystabilton.com
GURURLA ODAYA GÖZ GEZDİRDİ
Buluşma öncesi Kaitlyn ablasına “Aynı biyolojiye sahip olmamız onları ailemiz yapmaz” demişti. Kardeşler gelmeye başladığında, Chrysta hepsiyle kısa da olsa vakit geçirmeye tüm bayanları farklı ayrı tanımaya çalıştı.
Debra birinci başta bu buluşmadan uzak dursa da sonraki gün Jeffrey ve ailesiyle ilgili itinayla arşivlediği tüm evrakları yanına alıp Chrysta’nın kapısını çaldı. Chrysta annesinin fikrini neyin değiştirdiğini bilmiyordu ancak yeni kardeşlerinin fotoğrafları elden ele dolaştırıp hiç tanımadıkları babalarına hayranlıkla bakmalarını izliyor ve gözyaşlarını tutmaya çalışıyordu.
O sırada Debra gururla odaya göz gezdiriyordu ve kendini bu büyük, tatlı, alışılmadık ailenin reisi üzere hissediyordu.
Chrysta, “Anladım ki o olmasaydı bu insanların hiçbiri hayatta olmayacaktı” dedi. Kimileri Jeffrey’i California’da bulma planları yapıyordu fakat da birçoğu için Chrysta’nın deyişiyle “kardeşlerin birlikte olması yeterliydi”.
New York Post’ta yer alan ‘What it’s like to have a sperm donor dad — and meet your 35 siblings’ isimli yazıdan derlenmiştir.
