İzmir’deki bir kişi, satın aldığı meskendeki kiracıları çıkaramayınca değişik bir yola başvurdu.
Sıhhi tesisatçılık yapan Engin Alkan, geçen şubat ayında İzmir’in Buca ilçesindeki konutunu satarak Çeşme’nin Dalyan Mahallesi’nde bir daire satın aldı.
Satın aldığı konutta kiracı olarak kalan restoran çalışanlarına meskeni boşaltmaları için ihtarname gönderen Alkan, kiracıların konutu boşaltmayı reddetmesi ve görüştüğü avukatın da dava açılsa bile bir yıldan evvel konutun boşaltılamayacağını söylemesi üzerine kiracılarla muahede yoluna gitti.
SOKAKTA KALMAMAK İÇİN KİRACISIYLA YAŞIYOR
Kiracılarından 20 bin lira konut kirası ve eylül ayı sonunda meskenin boşaltılacağına dair noter taahhütnamesi alan Alkan, sokakta kalmamak için kiracılarıyla birlikte yaşamayı teklif etti.
Alkan, kiracılarının bu durumu kabul etmesi üzerine satın aldığı konutta yatılı konuk hayatı yaşamaya başladı.
KENDİ MESKENİNE KONUK OLDU
Yaşadığı durumu “Kendi konutumda, konuk üzere yaşıyorum” diye anlatan Alkan, “Şubat ayında konutu satın aldım. Buca’da bir meskenim vardı. Onu satarak bu daireyi satın aldım. Satın aldığımda konutta kiracılar vardı. Konutun boşaltılması için noterden ihtarname çektim. Meskendeki kiracılar öteki konut aradı ancak bulamadılar. Buldukları konut de kıymetli çıktı. Ben de sokakta kaldığımı söyledim ve ‘Evimi boşaltın’ dedim. Boşaltmak istemediler.
‘Avukata git’ dediler. Avukata gittim. Avukat, ‘Bir sene içinde boşaltamazsın. Kiracılarınla mutabakata çalış’ dedi. Ben de kiracılarımla konuştum. ‘Bari bana bir yer verin’ diyerek onlarla bir mutabakat yaptım. Onlardan 20 bin lira aldım. 3 ay kiracılarımla birlikte tıpkı meskende yatıp kalkmaya başladım. Kiracı mıyım, konuk miyim ben de anlamadım” diye konuştu.
”GÜN SAYIYORUM”
Temmuz ayı başında meskende 5 kişinin kaldığını belirten Alkan, “Benimle birlikte 6 kişi kalmaya başladık. Şu anda birisi işi bıraktı gitti. Birisi de müsaadeye ayrıldı. 2 kişi garson olarak çalışıyor. Başkaları daima olarak restorandalar. Şu an konutta 2 kişi kaldı. Lakin her an artabilir.
Restoran, duruma nazaran çalışan bireyleri azaltabiliyor, artırabiliyor. Mutabakatımıza nazaran konutu eylül ayı sonunda bana teslim etmek zorundalar. Noterden taahhütname yaptık. Gün sayıyorum” kelamlarına yer verdi.
”ÇAY İÇİP TELEVİZYON SEYREDİYORLAR”
Evdeki kiracıları ile birlikte çay içip televizyon seyrettiklerini anlatan Alkan, “Eskiden tanışmış arkadaşlar üzereyiz. Birinci geldiğimde 2 arkadaş kalıyordu. Bir tanesi bulaşıkçıydı. Başkası de garsondu. Bulaşıkçı arkadaş buradan ayrıldı.
Şimdi öteki bir yerde kalıyor. Garson da müsaadeye gitti. Kendi yatağımı kurdum. Orada yatıp kalkıyorum. Eşim de var. O da mağdur durumda. Yaz tatili için yanıma gelecekti. Hayaller kurmuştuk. Meskenimiz bu durumda olunca yaz sıcağında İzmir’de kaldı. 24 yaşında oğlum var. O da Alaçatı’da sörf okulunda çalışıyor. O da konutumuza gelemedi. Konteynerde kalıyor. Benim üzere koğuş sistemi yaşıyor” sözleri kullandı.
Alkan’ın farklı öyküsü, toplumsal medyada da geniş yer buldu.
